Tarihçe

  • Tarihçe

              Toprak yapısının elverişsiz olması ve bilim merkezlerinden uzaklığı nedeni ile planlı ve bilimsel tarzda arkeolojik çalışmalar yapılamamıştır. 1933 ve 1955 yıllarında Yusufeli ve Şavşat yörelerinde halkın bulduğu bakır baltaların M.Ö. 3000-4000 yıllarına ait olduğu sanılmaktadır. Aynı yörede bulunan tunç baltaların M.Ö. 3000-2000 yıllarına ait oldukları bilinmektedir. Artvin ve çevresi tarih öncesi devirleri Cilalı Taş Devri'nden başlayarak Bakır, Tunç ve Demir çağlarını sırası ile yaşamıştır. M.Ö. 10 bin ile 8 bin yıllarından kalma Cilalı Taş Devri'ne ait insan izleri Artvin’de de bu çağlarda insanların yaşamış olduğu izlenimini vermektedir. Bulunan madeni eşyalar ise tarih öncesi devirlerin sırası ile yaşandığını belgelemektedir. İlk devletler Artvin’e egemen ilk kavim Hurrilerdir. M.Ö. 2000 yılından başlayarak Hurriler Artvin ve çevresinde site devletleri kurmuşlardır. Hititler M.Ö. 1360’tan itibaren 20 yıl sürdüğü seferler ile Artvin’i ele geçirmiştir. Urartular, kuzey sınırlarını Artvin’e kadar genişlettiler. Ancak doğudan büyük göçlerle gelen İskitlerin baskısına dayanamadılar ve yıkıldılar.

             Artvin bu kez Kafkasya merkezli İskit devletinin batı sınırında yer aldı. İskitler, Artvin’i ele geçirerek bu alanı askeri üs olarak kullanmaya başlamışlardır. İskitler sonrası Arsaklar adı verilen sülale Artvin’e egemen oldu. Şamanist dini öğretiye inanan bu sülale M.S. 350’li yıllarda Bizans etkisinde kalarak İsevi dini kabul ettiler. Daha sonra da Bizans’ın tahakkümü altına girdiler. 575 yılında Hazar Türkleri Çoruh boylarına egemen oldular. Hz. Osman döneminde İslam orduları kumandanı Mesleme Oğlu Habib Bizans’ı yenerek Şavşat, Ardanuç, ve Artvin’i ele geçirdi. Emeviler döneminde Hazarlar ile birleşen Artvin halkı İslam ordularına karşı direndi. 786’da Abbasi Halifesi Harun Reşid Çoruh bölgesini başkenti Bağdat’a bağladı. 853-1023 yıllarında Artvin'de Bagratlar ve Sac adlı Abbasilere bağlı iki beylik kuruldu. Sac emirliği yıkılınca Artvin tekrar Bizans’ın eline geçti. Alparslan 1064’te Gürcistan seferine çıkarak Çoruh boylarını ele geçirdi. Alparslan’ın ölümü üzerine Bizans’tan yardım alan Gürcü Kralı Gorgi Artvin’i tekrar ele geçirdi. Fakat 1081’de Melikşah’a yenilince Melikşah’ın desteği ile Çoruh’uda içine alan Erzurum - Bayburt - Kars merkezli Saltuklu Beyliği kuruldu. Türk nüfusunun Artvin’e yayılması hızlandı. Büyük Selçuklu Devletinin yıkılışı sonrası Artvin Azerbaycan merkezli İldeniz oğlu Atabeyliğine bağlandı. 1263’te Kubilay Artvin’i ele geçirerek bu yöreyi İlhanlı topraklarına kattı. 1265’te Kıpçak Türkü olan Sark is bu yörede Çıldır Atabeyliğini kurdu.

             Osmanlı dönemi Artvin ilinin Osmanlı yönetimine ne zaman geçtiği konusunda kesin bir bilgi ya da belge yoktur. II. Mehmed’in Trabzon Rum İmparatorluğu'nu yıkarak Karadeniz bölgesinin sahil kıyısını Artvin ilinin kıyı kesiminden itibaren ele geçirdiği bilinmektedir. Bu sırada Artvin, Yusufeli, Ardanuç, Borçka, Çıldır Atabeyliği'nin elinde bulunuyordu. I. Selim Trabzon valisiyken Gürcistan’a yaptığı seferde Batum’un güneybatısında bulunan Güney Kalesini ele geçirmiştir. Bu kalenin adı ile sancak kuran I. Selim sancağa Borçka, Hopa ve Artvin’i bağlamıştır. 1534'te Erzurum beylerbeyi Mehmed Han, Yusufeli civarına akınlar yapmıştır. Ardanuç Atabeyi II. Keykavus ayaklanınca I. Selim’in oğlu padişah I.Süleyman ikinci veziri Kara Ahmet Paşayı isyanı bastırmakla görevlendirmiştir. Kara Ahmet Paşanın ikinci seferi ile Pert-Eğekte adlı ilk Livane Sancağı kuruldu. 1549-51 yılları arasında Şavşat-Yusufeli arasındaki Ardanuç bölgesi iki yıl kadar II. Keykavus’un elinde kaldı. 13 Haziran 1551 günü Ardanuç Kalesini de fetheden Erzurum Beylerbeyi İskender Paşa bu bölgeyi de Osmanlı'ya kattı. Artvin ve çevresi yaklaşık 250 yıl Osmanlı Devletinin egemenliğinde kalmıştır. 1828 Osmanlı-Rus savaşı ve savaş sonucu imzalanan Edirne Anlaşması ile Ahıska Osmanlı elinden çıkınca Çıldır eyalet teşkilatı bozuldu. Anlaşma gereği Çıldır eyaletinin bir kısmını Osmanlı kaybetti. Buna karşılık Artvin, Borçka, Ardanuç, Şavşat ve Yusufeli Osmanlı elinde kaldı. Rusların güneye inme ve dünya imparatorluğu yaratma planı ile 1877-78 (93 Harbi) Osmanlı-Rus savaşı çıktı. 24 Nisan'da Rusya Kars, Ardahan ve Batum’u işgal ettikten sonra Türk topraklarına doğru ilerlemeye başladı. 2 Mayıs 1877’de 800’den fazla askeri şehit ettiler. Ardahan çevresini ele geçiren Ruslara karşı Artvin halkı Ardanuç ve Şavşat’a doğu göç etmeye başladılar. Şıpka geçidinde hatalı hatlar kuran Süleyman Paşa yüzünden Ruslar bu hatları delerek Doğu Anadolu içlerine kadar ilerlediler. Osmanlı barış teklifinde bulunmak zorunda kaldı. 3 Mart 1878’de Osmanlı ile Rusya arasında 29 maddeden oluşan Ayestefanos barışı imzalandı. 19. maddesinde yer alan 245.207.301 altın tazminatını ödemeyen Osmanlı, Kars, Ardahan, ve Batum topraklarını Rusya’ya tazminat karşılığı vermek zorunda kaldı. Bu barış Avrupalı devletlerin çıkarına aykırı düşünce 23 Aralık 1978’de Berlin Barışı imzalandı. Bu barış ile Elvire-i Selase denen Kars, Ardahan, ve Batum Rusya eline geçti. 8 Şubat 1879’da Osmanlı ile Rusya arasında imzalanan Büyük Muhaide anlaşması ile Kars, Ardahan, ve Batum’da yaşayan Türkler batıya doğru göç etmeye başlamışlardır.

Yorum Yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Zorunlu alanlar * ile işaretlendi.